Siyasi rakibi olan Kemal Kılıçdaroğlu'nu yıpratmak amacıyla Başbakan tarafından ortaya atılan Dersim katliamıyla ilgili gerek siyasi arenada gerek toplum nezdinde ve gerekse yazılı ve görsel basında olanca hızıyla tartışılmakta ve her kes kendisine göre yorum yapmaktadır.
Kabul eymek gerekirki Dersin katliamı Cumhuriyet dönemi'nin en acı ve en üzüntü verici ,aynı zamanda'da karanlıkta kalmış olaylardan biridir.Bazı siyasetçiler bu acı tabloyu meşru göstermek çabasındadırlar.Ne hazindirki logosunda halkçı damgası olan Cumhuriyet Halk partili bazı vekillerde bu olayı isyan ve baş kaldırı gibi göstererek meşrulaştırmak istemektedirler.
Milliyetçi Hareket parti Millet vekili Oktay vural Başbakana tepki gösterirken, dersinde yapılan nedir orada meydana gelen isyan bastırılmıştır.Başbakan neden bu olayı kaşıyor gibi yorumlarda bulunmuştur.Ceberrut düşüncelere göre dersinde öldürülen yaşlı ,kadın çocuk toplan 13 bin insanın hepsi isyancıdır.
Hani bir söz vardır ağzı olan konuşuyor.O bölgede osmanlı döneminden gelen bir öfkenin olduğu bir gerçektir çünkü osmanlılar dersim bölgesine sürekli olarak baskı yapmışlar.Bu baskılara birde osmanlıların destekledikleri ağalık sisteminden kaynaklı baskılar'da eklenince ezilen halk kitlesi Osmanlılara karşı zaman,zaman direnmiştir.
Öyle görülüyor'ki dersindeki baskılar Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda'da devam etmiştir.Yapılan baskı ve uygulamalara halk tepki gösterince baskılar daha'da arttırılmış ve dersim bölgesinde yaşayan halk topluluklarını sindirmek amacıyla Elazığda özel bir ordu oluşturulmuştur.Bu ordunun başına aslen Kastamonu'lu olan General Abdullah Alpdoğan getirilmiştir.
Özel yetkilerle donatılan bu birlikler dersimde dağa çıkmış ve resmi bilgilere göre sayıları beş bin civarında olan silahlı guruplara ulaşamayınca dersim vadisindeki sivil ve masum insanlara yönelmiştir.
Köy ve mezrelerdeki sivil insanlar evlerinden alınarak meydanlarda toplu halde acımasızca kurşuna dizilmişler.Bu yapılırken çocuk,yaşlı,kadın ayrımı yapılmamıştır.
Öldürülen insanlar istiflenmiş üzrine gaz döküldükten sonra ateşe verilip yakılmışlar.Öldürülen insanların bir kısmı'da Munzur suyuna atılmıştır.Dersin olaylarını bir benzeri sadece Hitler Almanyasında meydana gelmiştir.Dersin olaylarının hala canlı şahitleri vardır.O dönemi yaşamış olan bazı dersimliler hala hayattadırlar.Aynı zamanda olaya katılan bazı askerlerde hala yaşamaktadırlar.Devlet kendisiyel yüzleşmek istiyorsa yaşayan bu canlı tanıkları dinlemeli onların anlattıklarını topluma aktarmalıdır.Dersin katliamında Çavuş rütbesinde asker olup yapılan katliamlara bizatihi tanık olan ve Yol Tv kanalında anılarını anlatan 90 sanlık bir vatandaş şöyle diyordu.
Dersin olaylarında bize yani askerlere tek kurşun bile atılmadı. Bir liste veriyorlardı listede yazılı olan kimseleri aileleriyle birlikte toplayıp getiriyorduk.Bir araya getirilen bu insanlar daha sonra sorgusuz,sualsiz kurşuna dizildikten sonra ölen insanların üzerine gaz döküp yakıyorlardı.Bu vatandaş şöyle haykırıyordu.Dersimde katledilen insanları gidin kutu deresine sorun.Bu sözdende anlaşılıyor'ki kutu deresi denen yerde çok sayıda dersimli katledilmiştir.
Öldürülen 10 binlerce dersimli masum ve günahsız insan boş yere ölmüşlerdir.Bu katliamı kamufle etmek amacıyla'da çeşitli senaryolar üretilmiştir.Bu seneryolardan biri'de Seyit Rıza'nın evinde İsa peygamberin parmağını bulunması ve Seyit Rıza'nı Ermenileri koruması gibi bahanelerdi.Seyit Rıza ve daha reşit olmamış oğlu Elazığ buğday meydanında gece fenerler ışığında idam edilerek bilinmeyen bir yere gömülmüştür.
Kabul eymek gerekirki Dersin katliamı Cumhuriyet dönemi'nin en acı ve en üzüntü verici ,aynı zamanda'da karanlıkta kalmış olaylardan biridir.Bazı siyasetçiler bu acı tabloyu meşru göstermek çabasındadırlar.Ne hazindirki logosunda halkçı damgası olan Cumhuriyet Halk partili bazı vekillerde bu olayı isyan ve baş kaldırı gibi göstererek meşrulaştırmak istemektedirler.
Milliyetçi Hareket parti Millet vekili Oktay vural Başbakana tepki gösterirken, dersinde yapılan nedir orada meydana gelen isyan bastırılmıştır.Başbakan neden bu olayı kaşıyor gibi yorumlarda bulunmuştur.Ceberrut düşüncelere göre dersinde öldürülen yaşlı ,kadın çocuk toplan 13 bin insanın hepsi isyancıdır.
Hani bir söz vardır ağzı olan konuşuyor.O bölgede osmanlı döneminden gelen bir öfkenin olduğu bir gerçektir çünkü osmanlılar dersim bölgesine sürekli olarak baskı yapmışlar.Bu baskılara birde osmanlıların destekledikleri ağalık sisteminden kaynaklı baskılar'da eklenince ezilen halk kitlesi Osmanlılara karşı zaman,zaman direnmiştir.
Öyle görülüyor'ki dersindeki baskılar Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda'da devam etmiştir.Yapılan baskı ve uygulamalara halk tepki gösterince baskılar daha'da arttırılmış ve dersim bölgesinde yaşayan halk topluluklarını sindirmek amacıyla Elazığda özel bir ordu oluşturulmuştur.Bu ordunun başına aslen Kastamonu'lu olan General Abdullah Alpdoğan getirilmiştir.
Özel yetkilerle donatılan bu birlikler dersimde dağa çıkmış ve resmi bilgilere göre sayıları beş bin civarında olan silahlı guruplara ulaşamayınca dersim vadisindeki sivil ve masum insanlara yönelmiştir.
Köy ve mezrelerdeki sivil insanlar evlerinden alınarak meydanlarda toplu halde acımasızca kurşuna dizilmişler.Bu yapılırken çocuk,yaşlı,kadın ayrımı yapılmamıştır.
Öldürülen insanlar istiflenmiş üzrine gaz döküldükten sonra ateşe verilip yakılmışlar.Öldürülen insanların bir kısmı'da Munzur suyuna atılmıştır.Dersin olaylarını bir benzeri sadece Hitler Almanyasında meydana gelmiştir.Dersin olaylarının hala canlı şahitleri vardır.O dönemi yaşamış olan bazı dersimliler hala hayattadırlar.Aynı zamanda olaya katılan bazı askerlerde hala yaşamaktadırlar.Devlet kendisiyel yüzleşmek istiyorsa yaşayan bu canlı tanıkları dinlemeli onların anlattıklarını topluma aktarmalıdır.Dersin katliamında Çavuş rütbesinde asker olup yapılan katliamlara bizatihi tanık olan ve Yol Tv kanalında anılarını anlatan 90 sanlık bir vatandaş şöyle diyordu.
Dersin olaylarında bize yani askerlere tek kurşun bile atılmadı. Bir liste veriyorlardı listede yazılı olan kimseleri aileleriyle birlikte toplayıp getiriyorduk.Bir araya getirilen bu insanlar daha sonra sorgusuz,sualsiz kurşuna dizildikten sonra ölen insanların üzerine gaz döküp yakıyorlardı.Bu vatandaş şöyle haykırıyordu.Dersimde katledilen insanları gidin kutu deresine sorun.Bu sözdende anlaşılıyor'ki kutu deresi denen yerde çok sayıda dersimli katledilmiştir.
Öldürülen 10 binlerce dersimli masum ve günahsız insan boş yere ölmüşlerdir.Bu katliamı kamufle etmek amacıyla'da çeşitli senaryolar üretilmiştir.Bu seneryolardan biri'de Seyit Rıza'nın evinde İsa peygamberin parmağını bulunması ve Seyit Rıza'nı Ermenileri koruması gibi bahanelerdi.Seyit Rıza ve daha reşit olmamış oğlu Elazığ buğday meydanında gece fenerler ışığında idam edilerek bilinmeyen bir yere gömülmüştür.
Bu yarayı sürekli kaşıyan devlet artık kendi kendisiyle yüzleşmelidir.Bir komisyon kurulmalı ,arşivler açılmalı meydana gelen dersim olayı tüm gerçekliliğiyle ortaya konmalıdır.Ayrıca Buğday meydanında idam edilen seyit Rıza,oğlu ve yanındaki diğer kişilerin gömüldükleri yer tesbit edilmeli ve naaşları ailelerine teslim edilmelidir.