17 Mayıs 2013 Cuma

ALEVİLER NE YAPIYORLAR


Tarih boyunca inandıkları yoldan ve inançlarından vaz geçmeyen ve Anadolu topraklarında sırf inançlarından dolayı sayısız katliamlara ve kıyıma tabi tutulan aleviler günümüzde örgütlü bir toplum olma yolunda önemli adımlar atmış olsalar'da hala tam anlamıyla gerçek bir birliktelik sağlamış değildirler.Bunun nedeni ise alevi örgütleri arasında'ki liderlik kavgası ve bazı alevi guruplarının bu inanç sistemine siyaseti sokmalarından kaynaklanmaktadır.
Alevi örgütlenmesi yurt içerisinde olduğu gibi avrupa ülkelerinde yaşayan aleviler arasında'da büyük ölçüde hayata geçirilmiş ve bu yapılanmada özellikle avrupadaki aleviler önemli kazanımlar elde etmişler.Alevilerin örgütlü bir toplum olma yolunda attıkları adımlar son derece önemlidir.Ancak? Avrupa ABF ile Türkiye'de faaliyet gösteren CEM vakfı arasında devam eden çekişme Alevi toplumuna zarar vermektedir.
Bu iki büyük Alevi örgütlenmesindeki çekişmeyle ilgili izlenimlerim şunlardır.Avrupadaki Alevi örgütleri ileTürkiyedeki Alevi örgütleri iş birliği ve dayanışmaya yanaşmamaktadırlar.Anladığım kadarıyla bunun tek nedeni CEM vakfı Başkanı olan.Prof İzettin Doğan'a olan tepkidendir.
Yukarıda kısaca izaha çalıştığım durum alevi kimliğine hizmet etmediği gibi aleviliğin ikiye bölünmesine neden olmaktadır.İzettin Doğan'ın siyasi anlamda biz alevilere ters düşen davranışları ve söylemleri olabilir bende bu ülkede yaşayan bir alevi birey olarak zaman,zaman sosyal medya aracılığıyla İzettin doğan'ı eleştirdim.Kişiyi demokrasi olgusu dahilinde eleştirmek her insanın en doğal hakkıdır.Ancak? İnsanların kişilik haklarına saldırarak hakaret etmek ağız dolusu küfür etmek ne Alevi inancına yakışır nede aleviyim diyen canlara yakışır.
Biz Alevilerin önemli bir distürü vardır eline,beline,diline sahip olmak.Bir insan şayet bunlardan birine sahip olmuyor ve başkalarına ağız dolusu küfür ve hakaret ediyorsa kusura bakmasınlar bu tür kimseler Alevi olamazlar.Olsalar dahi yol gereği düşkün sayılırlar.
Şimdi bire bir yaşadığım olumsuzluklardan bazı örnekler vermek istiyorum.Avrupa ABF Başkanı Turgut Öker ile Facebook üzerinden sayfa paylaşımında bulunmaktayız.Turgut beyin alevilikle ilgili paylaşımlarını inceleyip konuyla alakalı yazılan bazı yorumlara cevap yazıyorum.
Bu paylaşımlardan birinin altına avrupada yaşayan bir alevi yurttaşın yazdığı yorumda İzettin doğan'a doğrudan doğruya hakaret içeren söylemleri okudum.İnsanlar beğenmedikleri şeyleri eleştirebilirler ancak küfür ve hakaret Alevi kimliğine sahip insanlara yakışmıyor.Bu tür söylemlerin yakışmadığını yorumunda vurgulayınca üç kişilik bir gurup bana atfen hakaret dolu yorumlar yazmaya başladılar.İçlerinden biri senin adın Derviş ancak sen yezitsin.Bir diğeri Sen faşistsin gibi sözler yazınca bende karşı bir yorum yazarak yorumumda kim olduğumu nasıl bir yapıya sahip olduğumu beni hiç tanımadıkları halde nasıl böyle bir kanıya vardıklarını vurguladım.Bu arkadaşlardan biri sana hakaret etmem doğru değildi ancak ben faşistlerden özür dilemem diye bir yorum yazdı.Bende faşist olmadığımı halktan ve emekten yana sol gelenekten gelen biri olduğumu yazdım.
Turgut Öker'in diğer bir paylaşımında aslen karadenizli olan sunni bir bayan arkadaşın yorumunu okudum.Bu bayan kardeşimiz yorumunda aleviliği tanıdıktan sonra çok sevdiğini insanlığı,sevgiyi,dostluğu,kardeşliği,alevi öğretisinden annesinin yardımıyla öğrendiğini vurgulaması üzerine bende bu kardeşimizin yorumuna cevaben bir yorum yazarak Alevi öğretisindeki güzelliklerin farkına vardığı için kendisine teşekkür ettim.
Hemen akabinde yine avrupa'da yaşayan ve resminden anladığım kadarıyla altmış yaşın üzerinde olan İbrahim isminde bir vatandaş yorumunda Aleviliğin ayrı bir din olduğunu yazmıştı.Bu vatandaşın yorumuna bir alevi olarak tahammül etmeyerek Aleviliğin ayrı bir din olmadığını İslamın farklı ve en gerçekçi yorumu olduğunu vurguladım.
Vatandaş karşı yorum yazarak beni AKP ye satılmışlıkla suçlayarak bekle belki sana'da pay düşer.Git oruç tut,namaz kıl,hacca git,kelime-i şahadet getir gibi akıl dışı sözler yazınca bende bir yorum yazarak ben Alevi İslam inancına sahip bir Müslümanım tabiki kelime-i şahadet getiririm.Çünkü biz Aleviler Hak,Muhammed,Ali üçlüsünden asla vazgeçmeyiz dedim.
Benim bu yorumuma bu seferde vatandaş illede peygamber arıyacaksan Hacı Bektaş-ı veli ile Pir Sultan var. Bende cevaben İbrahim efendi senin İnanmadığın Peygamber Hz.Muhammed'e isimlerini zikrettiğin ve peygamber olarak tavsiye ettiğin her iki alevi ulusu'da inanmıştı onlarda cemlerinde Hak,Muhammed ve Ali diyerek ibadet ederlerdi dedim.
Vatandaş köşeye sıkışınca bu seferde Turgut Öker'i kasdederek dik dur başkan dik dur diye başkandan medet ummaya başladı.Bu tartışmamız üzerine olumlu yorumlarıyla araya giren diğer gurbetçi arkadaşların çabalarıyla uzayan tartışma son buldu.
Burada bu yorumları ve gereksiz tartışmaları vurgulamamın nedeni şudur.Bin üç yüz yıldır alevi inancı aynı inançtır.Aleviler Hak,Muhammed,Ali üçlüsünü rehber olarak görürürler.Ayrıca Hak,Muhammed,Ali'nin benimsediği değerlere saygı duyarak varlıklarını ve inançlarını sürdürürler.Günümüzde ise özellikle Avrupa'da yaşayan Aleviler arasında Aleviliğin ayrı bir din olduğu yönünde politik söylemler ve gayretlerin olduğunu görmekteyiz.
Bir insan ateist olabilir,İnanmayabilir bu durum kişinin tercihidir ve hakkıdır kimseyi ilgilendirmez.Ancak?Kişi kendi siyasi düşüncesi doğrultusunda Alevi inanç öğretisi üzerine yorum yaparak Aleviliği başka kulvarda gösterme hakkına sahip değildir.
Alevilik Müslümanlığın en doğru ve güzel yorumlama şeklidir.Peygamberi'de Muhammed'dir.Aleviler cem ibadetlerinde ilk olarak Hak,Muhammed,Ali diyerek zikre başlarlar.Hem Aleviyim diyeceksin hemde Hak,Muhammed,Ali,Ana Fatıma,Kerbela şehitleri ve on iki imamları tanımayacaksın.Alevilik ayrı bir din ise peygamberi kimdir.? Peygambersiz din olmadığına göre kendilerine yeni bir din yaratmaya çalışanlar herhalde bir peygamber'de bulmuşlardır.
Aleviliği kendilerine şemsiye yapmaya çalışarak başka emeller peşinden koşanlara tavsiyem bu yanlıştan vaz geçip ya gerçek Alevi gibi davranıp birlik ve beraberliğe dahil olsunlar veya kendilerince inandıkları şeyleri Alevilik gibi ulvi bir inanç sistemine mal etmesinler.
Gelelim Avrupa'nın en önde gelen Alevi liderlerinden Turgut Öker'e, Turgut beyi son derece dinamik cesur bilinçli ve zeki buluyorum.Ben Yol Tv de yayınlanan ve Sayın Öker'in konuk olduğu proğramları kaçırmadan izlerim.Eleştirebileceğim bazı söylemleri var ancak genel olarak olumlu buluyorum.Turgut Öker hiç bir zaman konuşmalarında başkasına küfür ve hakaret içeren söylemlerde bulunmaz.İşte Alevi olmanın gereklerinin başında gelen en önemli unsur budur.Dile sahip olmak erdemdir.Her bela dilden gelir.Olumlu olan her şeyi sivri dil bozar.İnsanlar bir başkasını eleştirebilir ancak hakaret etmeden kırıp dökmeden bildiği doğruları dile getirerek kişinin yanlışlarını yerebilir.
Türkiye'de yaşayan bir Alevi vatandaş olarak benim önerim sebep ne olursa olsun Avrupa'daki Alevi kurumlarının liderleri Türkiye'deki Alevi kurum önderleriyle bir araya gelerek genel yapı üzerinde bir birlikteliği sağlamalarıdır.Bu yapılırken hiç bir kurum ve kuruluş arasında ayrım yapılmamalıdır.Aynı şeyi Türkiye'deki Alevi Kurum Liderleri içinde geçerlidir. Alevi birliğinin sağlanması için iyi niyetle çaba gösterilmesi gerekir.
HOŞ GELDİNİZ