Geçmişten günümüze toplum başlıklı bu yazımda yaşadığım ve çocukluğumun geçtiği yöre ve bu yöreye mensup toplumun dününü ve bu gününü değerlendirmeye çalışacağım.Çocukluğumun geçtiği ve 17 yaşına kadar irtibatlı olduğum yöre insanları ve kendi yakın çevremin geçmişten günümüze nasıl bir konuma geldiğini tutarlı toplum değerleri'nin nasıl bir,bir ortadan kalktığını mümkün olan en doğru bir biçimde anlatmaya çalışacağım.hernekadar 1950 doğumlu yazılsamda asıl doğum tarihim 1948 yılıdır.
Buna göre 63 yaşını aşmış bulunmaktayım.34 yılı aşkın bir süredir istanbulda yaşamaktayım.Aslen Bingöl'e bağlı ve o dönemler tek ilçe olup sonradan dört ilçeye bölünen Kığı ilçesinin Sütlüce(Darabi) köyünde dünyaya gelmişim.
Bir insa'nın en güzel günleri olan çocukluğum kendi köyümde geçti.Benim doğduğum köy'le birlikte yürüyerek birbirine 15-20 dakika mesavede olan toplan sekiz köyün bulunduğu bölgeye Karer bölgesi denir.Bu bölge adını yörenin sembolü haline gelen Karerbaba dağından almıştır.Benim çocukluğumun geçtiği bu yörenin insanları gayet sevecen,dürüst ve tutarlı insanlardı.
Nezih sevecen,tutarlı,yardımsever,dürüst ve doğrudan yana olan bu insanların çucukları ve torumları olan bizler ve bizden sonraki nesiller ne yazıkki atalarımızın kemiklerini sızlatmaktayız.Yörede iş alanlarının ve arazinin azlığı nedeniyle batıdaki büyük şehirlere yoğun göç olmuştur.Özellikle İstanbul ve İzmir gibi iller bu göçten büyük pay almıştır.
Yöredeki ekonomik zorluklar ve gelir azlığı nedeniyle büyük şehirlere göç eden bizler ve bizden sonraki kuşakların ekonomik anlamda geşmişe nazaran çok daha güçlendiklerini hatta bazı hemşehrilerimizin zenginleştiklerini görmekteyiz.Ekonomik anlamda güçlenmek ve daha güzel bir yaşama kavuşmak yöre insanlarından biri olarak beni memnun etmektedir.
Bütün bu olumlu gelişmelerin yanı sıra sekiz köyden oluşan karer yöresine mensup bu hemşerilerimizin %80 ni dedelerinin mal ve mülk ile ölçülmeyecek kadar değerli olan özelliklerini kaybetmiş bulunmaktadırlar.
Büyük şehirlerde yaşayan hemşerilerimiz edindikleri kötü davranışların başında dedi kodu,bir birlerini yermek,kötülemek,çekememek hatta çamur atmak gibi alışkanlıklardır.Bu alışkanlıkları edinmekle birlikte cenaze definleri dışında bir araya gelmeyip kopuk yaşayan,bir birine sahip çıkmayan bir toplumun oluştuğunu görmekteyiz.İnsanlarımızın bu dağınıklığı geçmişine sahip çıkan hemşehrilerimizi üzmektedir.
Bizler böyle düşünürken kötü alışkanlıkları marifet sayan kimseler kendi atalarını beğenmedikleri gibi o güzel insanları cahalet ve bilgisizlikle suçlamaktadırlar.
Önderi çok olan toplumlar eninde sonunda dağılmaya ve tarihin derinliklerine gömülmeğe mahkumdurlar.Karer toplumunda'da önderlerin çoğaldığını görmekteyiz.Öyle'ki neredeyse herkes kendisini önder olarak görüp liderliğe soyunmakta ve bilgiçlik taslamaktadır.Toplumlarda'ki çok başlılık yarar değil zarar getirir.
Birileri çıkıp kurumlaşmış yöre dernekleri aracılığıyla toplumu kaynaştırarak kendi asıl değerlerine yönlerdirmeye çalışmaz ise bir kaç yıl sonra karer toplumu diye bir toplumdan bahsedilmeyeceğini bizden sonraki kuşaklar bariz bir biçimde göreceklerdir.
Mevcut derneklerin bir araya gelemediklerini ve birlikte hareket etmediklerini görmekteyiz.Aktif olan derneklerin toplumu yeterince kaynaştırmadıkları birlik ve beraberliği sağlayamadıkları ortadadır.Bu derneklerimiz çaba harcamaktadırlar.Ancak hem maddi hemde manevi açıdan yetersiz kaldıkları kanısındayım.Umarım benim düşüncelerimin aksine karer toplumu geçmişine sahip çıkarak toplumsal birlikteliğini sağlamış olur.