1937-1938 yıllarında dersim(Tunceli) bölgesinde devlet tarafından uygulanan baskı ve kıyımlar gerek siyasette gerekse kamuoyunda tartışılmaya devam etmektedir.Kendisi dersimli olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu köşeye sıkıştırıp yıprapmak maksadıyla 1938 de dersimde yapılan katliam Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından dile getirilerek konu üzerindeki polemiklerin ve söylemlerin alevlenmesi sağlanmıştır.
Amaç siyasi'de olsa 70 yıldır üzerine hasır çekilen bu acıklı olayın dilledirilmesi iyi olmuştur.Yapılan yorum ve tartışmalarda bazı siyasetçiler ve brokratlar devletçi bir görünüm ortaya koyarak dersimde bir isyan çıkmıştır devlet kendini savunmak için isyanı bastırmıştır tezini öne sürmektedirler.Bu tezi öne süren kimseler dersim katliamından haberdar olmadıkları gibi yaptıkları yorumların tamamen siyasi ve taraflı olduğu gün gibi ortadadır.
Sosyal bir Hukuk devleti olan Türkiye'de hala faşist düşünceye sahip insanların olması dikkatlerden kaçmamaktadır.
1938 dersim katliamı yapıldığı dönemde tek parti olan CHP ve onun Genel Başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu bu olay üzerinden yıpratılmak istenmektedir.
Gerek siyaset arenasında gerekse kamuoyunda yapılan tartışmalar neticesinde özür dilemesi gereken tarafın devlet olduğu,dolayısıyla günümüzde devleti yöneten yasama ve yürütme organlarının başındaki zatların devlet adına dersimlilerden özür dilemesi gereken kişiler olduğu hukukçular tarafından ifade edilmektedir.
Başbakan bunun farkına varmış olmalı'ki bir adım geri atarak prosüdürde böyle bir şey varsa bende özür dilerim hatta diliyorumda diyerek kendisi tarafından alevlendirilen dersim tartışmasının ateşini düşürmeye çalışmıştır.
Günümüzde adı Tunceli olan Dersim'de 1938 yılında devlet tarafından uydurulan isyan hikayesi üzerine girişilen toplu katliam'da resmi kayıtlara göre 13.680 kişi sözlü anlatımlara göre ise bu rakkamın çok üstünde dersimli kadın,çocuk,yaşlı ayırımı yapılmadan maydanlara doldurularak makinalı tüfeklerle taranarak ortadan kaldırılmışlar.
Öldürülen bu insanların cesetleri gaz dökülmek suretiyle yakılmıştır.Bir kısmı'da Munzur suyuna atılmak suretiyle ortadan kaldırılmışlar.
Hayatta kalan on binlerce dersimli Türkiye'nin çeşitli illerine sürgüne gönderilmiştir.
1937 ve özellikle'de1938 tarihinde dersimde yapılan kıyım ve katliamlar özürle giderilmeyecek kadar vahim ve büyüktür.Özür dilemek elbetteki erdemdir ancak dersim hadisesinde olduğu gibi bazı meseleler varki özürle giderilmeyecek kadar vahimdir.Özür kavramı son zamanlarda adeta moda haline getirilmiştir.Kim,kime ne yaparsa ötekinden özür diliyerek işin içinden çıkmaya çalışmaktadır.
Özürle telafi edilmesi mümkün olmayan dersim katliamı ile ilgili devletin yapacağı en doğru şey Genel kurmay Başkanlığı arşivi'de dahil olmak üzere tüm devlet arşivlerinin araştırmaya açılması ve bu arşivlerden elde edilen belgelerin içeriği kamuoyuna açıklanmasıdır.Devletin 1937-1938 dersim katliamıyla yüzleşmesi çok önemlidir.Bu yüzleşme yapılırken samimi olunmalı, o döneme ait ne varsa her şeyTürk kamuoyu ve dünya ile paylaşılmalıdır.
Dersim meselesi tüm gerçekliliğiyle ortaya çıkarıldıktan sonra olayla ilgili ne gerekiyorsa onun yapılması ile birlikte o dönemi yaşayıp, hala hayatta olan dersimliler ve öldürülen on binlerce dersimli'nin yakınlarından özür dilenmesi ile birlikte dersim mağdurlarının tümüne tazminat ödenmesi gerekir.
Ayrıca böyle acı olayların bir daha yaşanmaması için olayın vehametini sergileyecek bir anıt dikilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder