Muharrem orucu genellikle Alevi,Bektaşi,Azeri ve Şii müslümanlar tarafından tutulan bir oruçtur.Muherrem orucu bazı sunni Müslümanlar tarafıdan'da tutulmaktadır.Muharrem orucu kameri ayların birincisi olan Muharrem ayında tutulmaktadır.Bu orucun başlangıcı kurban bayramı'nın ilk gününden başlayarak kurban bayramından yirmi gün sonra tutulur.
Hz.Muhamme Muharrem ayında 10 gün oruç tutmuş ve sahabeye'de tutmalarını söylemiştir.Hz.Muhammed muharrem orucuyla ilgili herkim'ki muharrem orucu'nu tutarsa bir sene oruç tutmuş sayılır diye buyurmuştur.Muherrem ayının kutsallığı ise bu ayda meydana gelen bazı dinsel olaylara dayandırılmaktadır.Muharrem ayında cereyan eden dinsel olaylar şunlardır.Adem peygamberin bağışlanması,Nuh peygamberin tufandan kurtulması,Yunus peygamberin kurtulması,İbrahim peygamberin nemrut'un ateşinden kurtulması,İdris peygamberin göğe çıkması,Yusuf peygamberin kuyudan kurtulması,Eyüp peygamberin yakalandığı amansız hastalıktan kurtulması,Musa peygamberin firavundan kurtulması,İsa peygamberin göğe çıkması,Hz.Muhammed'in müşriklerden kurtularak Mekkeden Medineye gitmesi,ve son olarak'da Hz.Muhemmed'in torunu kızı Fatıma ve Hz Ali'nin oğlu Hz Hüseyin ve 72 aile ferdiyle birlikte yezzit tarafından Kerbela'da şehit edilmesi Muharrem ayını çok daha kutsal bir ay konumuna getirmektedir.Bu nedenle tuytulan Muharrem orucu Alevi Bektaşi,Şii ve Caferi Müslümanlar tarafından çok önemsenmektedir.Hz.Hüseyin ve ehlibeyt mensuplkarının 10 Muharrem günü kerbela'da şehit edilmeleri sebebiyle bu ay yası matem ayı olarak kabul edilmektedir.
Hz.Muhammed'in 10 gün Muharrem orucu tutmasına rağmen Aleviler ve bektaşiler 10 günlük muharrem orucuna ek olarak kerbelada yezzit tarafından şehit edilen ehlibeyt mensupları anısına iki gün oruç tutarak toplam 12 gün muharrem orucu tutmuş olurlar.
Bazı Aleviler 12 günlük muharrem orucu dışında küfe'de şehit edilen Peygamber torunu Müslim akil ve iki masum çocuğu için üç günlük masumi pak orucu tutarlar.Bu üç günlük oruç yine muharrem ayında tutulmaktadır.
Alevi islam anlayışında hiç kimse oruç tutmaya zorlanmaz çünkü Alevilikte ibadet etmek tamamen rıza işidir yani kul ile Allah arasında olan bir meseledir her insanın sevabı'da günahı'da kendinedir kimse kimsenin ne sevabından nede günahından sorumlu tutulmaz.
Ramazan orucunda olduğu gibi Muharrem orucunda'da önce niyet edilir ve boy abdesti alınarak oruç tutulur.Muharrem ayında özelliklede oruç bitene kadar insanlar her türlü dünya zevkinden kinden,kibirden,fesattan,gıybetten uzak dururlar.Alevi,bektaşilerde Muharrem orucu boyunca duru su içilmemesine özen gösterilir.Su yerine çey,meşrubat,ayran gibi sıvılar alınarak vücudun su ihtiyacı kerşılanır.Bunun nedeniyse Kerbela'da şehit edilen peygamber torunlarının Yezit askerleri tarafından susuz bırakılarak şehit edilmeleridir.
Muharrem orucu bittikten sonra aşure pişirilir ve komşulara dağıtılır.Kimi Alevi ve bektaşiler oruç bittikten sonra kerbela faciasından sağ kurtulan İmam Ali Rıza için şükran kurbanı keserek kapı komşuya dağıtırlar.Caferiler ile Şiiler ise muharrem orucu bittikten sonra aşure dağıtıp kerbelada yaşanan acıyı bedenlerinde hissetmek amacıyla elleriyle, kimi yerlerde özel hazırlanmış zincirlerle bedenlerini kanatana kadar döverek acı hissetmeye çalışırlar.
Aleviler ve bektaşiler Muharrem orucu tutarken savura kalkmazlar.Oruç boyunca mütevazi sofralarda iftar açarlar.Bunun nedeni ise Hz.Muhammet ile damadı Hz.Ali ve kızı Hz. Fatıma'nın daima mütevazi hatta yoksul sofralarda iftar açmalarıdır.
Alevi geleneğinde oruç tutmayarak açıkta yemek yiyen insanlara tepki gösterilmez.Çünki her insan sadece Alşlah'a karşı sorumludur tutarsa sevabı kendisine tutmaz ise günahı kendisinedir.İnanan her insanın Yaradan'a ibadet etmesi en ulvi duygulardan biridir.Ancak hiç kimse bir diğeri tarafında ibadet etmeye zorlanamaz.İbadet tamamen rıza işidir gönülden gelen manevi duygudur.ky.b.l.sz.ank.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder