Fuzuli Türk divan edebiyatında önemli bir yere sahip olan ulu ozanlardan biridir.Asıl adı Mehmet olan Fuzuli'nin babasının adı Süleymandır.1488-1495 yılları arasında Irak'ın Hil şehrinde doğduğu söylenmektedir.Yaşamı boyunca Iraktan başka hiç bir yere gitmemiştir.Tüm yaşamı Bağdat,Necef ve Kerbela arasında geçmiştir.
Irak Safevi hanedenlığının eğemenliği altındayken uzun yıllar Hz.Ali türbesinde hizmet etmiştir.Fuzuli şii inancına mensup olduğundan dolayı Hz.Muhammed ve Hz.Ali'yi bir birinden ayrı düşünmeyerek onları bir bütün olarak görmekteydi.Ayrıca Fuzulinin on iki imamlara olan bağlılığı ve Etlibeyte olan saygısı,Kerbela şehitlerine olan sevgi be bağlılığını yazmış olduğu deyiş ve mersiyelerinde açıkca dile getirmiştir.
Fuzuli Necef kentindeki Hz.Ali türbesinde hizmet ederken Safevi hükümdarı Şah İsmail(Hatayı) ratibe adı altında kendisine bir aylık bağlamış ve daha sonra bilinmeyen bir nedenden ötürü bu aylık kesilmiştir.Fuzuli'nin acem yada arap olmadığı Türkmenlerin Bayat boyundan olduğu söylenmektedir.
Çok iyi bir eğitim gördüğü söylenen Fuzuli Türkçe,Farsça ve arapça dillerini biliyordu.Mersiye ve deyişlerini bu üç dilde yazmıştır.Fuzuli, ayrıca devrinin geometri,fizik ve asronomi gibi bilim dallarıyla ilgilenmiştir.Irak Safevilerin elindeyken Safevilere yapıtlar sunan Fuzuli Irak 1554 yılında Osmanlıların eline geçtikten sonra Osmanlı padişahlarına yapıtlar sunmuştur.
Fuzuli'nin yapıtlarını çok beğenen Kanuni Sultan Süleyman Kendisine dokuz akçelik bir maaş bağlanmasını emreder.Fuzuli nişancı paşa'ya gönderdiği ünlü şikayetname adlı mektubunda kendisine bağlanan dokuz akçelik aylığın hiç bir zaman eline geçmediğini sitemkar bir biçimde eleştirmiştir.
Fuzuli'nin değeri ne Safeviler nede osmasnlılar tarafından yeterince anlaşılmamıştır.Fuzuli bütün yaratıcı gücünü insan ve evrenle ilgili düşüncelerini yazmış olduğu mersiye,deyiş ve yapıtlarında dile getirmiştir.Fuzuli'ye göre şiirin temelini bilim özünü ise sevgi oluşturur.Fuzuli bu düşüncesiyle bilimi ön planda tutmuştur.
Fuzuli'nin bu düşünce tarzı onun kendi çağının en aydın ozanlarından olduğunu göstermektedir.Fuzuli'ye göre gerçek varlık tanrıdır diğer varlıklar onun iradesiyle tecelli etmiştir.İslamda yaygın olan ve gelecekle ilgili önceden hisedilen ve bilinen yani keramet sahibi olduğu söylenmektedir.
Fuzuli'nin yazmış olduğu mersiyelerin ön sözlerinden'de anlaşıdığı gibi daha küçük yaştayken müzikle uğraştığı anlaşılmaktadır.Fuzuli'nin deyişleri din motifli değildir.Bu deyişler ve mersiyeler ağırlıklı olarak aşk temasıyla işlenmiş olan şiirlerdir.Fuzuli'nin işlemiş olduğu aşk teması dünyevi aşkla bir ilgisi yoktur.Ağırlıklı olarak manevi aşkı işlemiştir.Mesela Hak aşkı(Tanrı) Muhammeh,Ali,On iki imamlar ile ehlibeyt üzerine temalar işlemiştir.Fuzuli yezit tarafından kerbela'da şehit edilen petgamber torunlarına büyük saygı göstermiş ve sürekli olarak onları anmıştır.İyi şiirin ancak bilimle elde edileceğine inanan ozan bu düşüncesini yazmış olduğu Türkçe mesnevisinin ön sözünde dile getirmiştir.
Ozan bu konuda şu açıklamayı yapmıştır.İlimsiz şair esassız divar gayette bi itibar (çürük olur) sözleriyle belirtmiştir.İlimsiz şiirden kalıb-ı bi-ruh gibi tenefür kıldığını yani nefret ettiğini söylemektedir.
Fuzuli Türk edebiyatında ünü ve etkisi fazla olan ozanlardan biridir.Azeri,Çağatay ve anadolu türkçesiyle yazan bir çok ozanın Fuzuli'dan etkilendikleri görülmektedir.Azeri edebiyatı üzerindeki etkisi doğal olmakla birlikte Çağatay edebiyatında Ali Şir Nevai eğemenliği ile rekabet etmiştir.Osmanlı edebiyatında ise çağdaşları Hayali ve taşlıcalı Yayyadan başlayarak daha sonra yetişen Bağdatlı Ruhi,Baki,Naili,Nabi,Nedim,Şeyh Galip,yenişehirli Avni gibi şairler üzerinde büyük etkisi olmuştur.
Fuzuli şii olması nedeniyle Aleviler ve bektaşiler tarafından benimsenmiş olup onun deyiş ve mersiyeleri cem ibadetlerinde okunmaktadır.Alevi,bektaşiler Fuzuli'yi yedi ulu ozanlardan biri olarak kabul etmektedirler.Ayrıca şiiler Muharrem ayındaki kerbela anmalarında Fuzuli'nin yazdığı Hadikat üs-süade adlı mesnevisini okumaktadırlar.Fuzuli'nin halk edebiyatı üzerinde büyük etkisi olmuştur.Bir çok saz şairi ve ozan onun etkisinde kalmıştır.Bunarın en ünlü olanları Gevheri ve Dertlidir.
Fuzuli şiir ve düz yazı alanında önemli yapıtlar bırakmıştır.Türkçe,Farsça ve Arapça üç divan yazmıştır.Türkçe olarak sonradan basılan divanları şöyledir.Fuzuli divanı 1948 de Abdulbaki Gölpınarlı tarafından yine Fuzuli divanı 1950 de Ali Nihat Tarlan tarafından ve 1958 de Kenan Akyüz,Sait Yüksal,Müjgan Cumbur tarafından Türkçe olarak yazılıp basılan Leyla ile Mecnun adlı mesnevisidir.
1957 de Necmettin Halil Onan tarafından Esrar ile şarap arasındaki münazarayı (tartışma) anlatan ve Şah İsmail'e sunulan Bang-ü bade isimli eseri latin harfleriyle 1955 te kemal Edip Küçükoğlu tarafından hazırlanarak basılmıştır.Kerbela vakasını anlatan Hadika üs-suade (kutlu kişilerin bahçesi) saadete ermişlerin bahçesi adlı yapıtı'da Selahattin Güngör tarafından hazırlanarak basılmıştır.
Fuzuli'nin mesnevilerinden anlaşılacağı gibi Irakta doğmuş orda yaşamış Bağdat,Necef ve Kerbela kentleri dışında başka bir yere gitmemiştir.Deyişlerinden'de anlaşılacağı gibi Fuzuli'nin yaşamı diğer hak ozanları gibi yokluk içinde geçmiştir.Evlat olarak Fazlı isminde bir oğlunun olduğu söylenmektedir.Fuzulinin doğum tarihini 1480 olarak kabul edecek olursak 1556 yılında 76 yaşında hakkın rahmetine kavuşmuştur.(Ky.by.sz.a.)
Irak Safevi hanedenlığının eğemenliği altındayken uzun yıllar Hz.Ali türbesinde hizmet etmiştir.Fuzuli şii inancına mensup olduğundan dolayı Hz.Muhammed ve Hz.Ali'yi bir birinden ayrı düşünmeyerek onları bir bütün olarak görmekteydi.Ayrıca Fuzulinin on iki imamlara olan bağlılığı ve Etlibeyte olan saygısı,Kerbela şehitlerine olan sevgi be bağlılığını yazmış olduğu deyiş ve mersiyelerinde açıkca dile getirmiştir.
Fuzuli Necef kentindeki Hz.Ali türbesinde hizmet ederken Safevi hükümdarı Şah İsmail(Hatayı) ratibe adı altında kendisine bir aylık bağlamış ve daha sonra bilinmeyen bir nedenden ötürü bu aylık kesilmiştir.Fuzuli'nin acem yada arap olmadığı Türkmenlerin Bayat boyundan olduğu söylenmektedir.
Çok iyi bir eğitim gördüğü söylenen Fuzuli Türkçe,Farsça ve arapça dillerini biliyordu.Mersiye ve deyişlerini bu üç dilde yazmıştır.Fuzuli, ayrıca devrinin geometri,fizik ve asronomi gibi bilim dallarıyla ilgilenmiştir.Irak Safevilerin elindeyken Safevilere yapıtlar sunan Fuzuli Irak 1554 yılında Osmanlıların eline geçtikten sonra Osmanlı padişahlarına yapıtlar sunmuştur.
Fuzuli'nin yapıtlarını çok beğenen Kanuni Sultan Süleyman Kendisine dokuz akçelik bir maaş bağlanmasını emreder.Fuzuli nişancı paşa'ya gönderdiği ünlü şikayetname adlı mektubunda kendisine bağlanan dokuz akçelik aylığın hiç bir zaman eline geçmediğini sitemkar bir biçimde eleştirmiştir.
Fuzuli'nin değeri ne Safeviler nede osmasnlılar tarafından yeterince anlaşılmamıştır.Fuzuli bütün yaratıcı gücünü insan ve evrenle ilgili düşüncelerini yazmış olduğu mersiye,deyiş ve yapıtlarında dile getirmiştir.Fuzuli'ye göre şiirin temelini bilim özünü ise sevgi oluşturur.Fuzuli bu düşüncesiyle bilimi ön planda tutmuştur.
Fuzuli'nin bu düşünce tarzı onun kendi çağının en aydın ozanlarından olduğunu göstermektedir.Fuzuli'ye göre gerçek varlık tanrıdır diğer varlıklar onun iradesiyle tecelli etmiştir.İslamda yaygın olan ve gelecekle ilgili önceden hisedilen ve bilinen yani keramet sahibi olduğu söylenmektedir.
Fuzuli'nin yazmış olduğu mersiyelerin ön sözlerinden'de anlaşıdığı gibi daha küçük yaştayken müzikle uğraştığı anlaşılmaktadır.Fuzuli'nin deyişleri din motifli değildir.Bu deyişler ve mersiyeler ağırlıklı olarak aşk temasıyla işlenmiş olan şiirlerdir.Fuzuli'nin işlemiş olduğu aşk teması dünyevi aşkla bir ilgisi yoktur.Ağırlıklı olarak manevi aşkı işlemiştir.Mesela Hak aşkı(Tanrı) Muhammeh,Ali,On iki imamlar ile ehlibeyt üzerine temalar işlemiştir.Fuzuli yezit tarafından kerbela'da şehit edilen petgamber torunlarına büyük saygı göstermiş ve sürekli olarak onları anmıştır.İyi şiirin ancak bilimle elde edileceğine inanan ozan bu düşüncesini yazmış olduğu Türkçe mesnevisinin ön sözünde dile getirmiştir.
Ozan bu konuda şu açıklamayı yapmıştır.İlimsiz şair esassız divar gayette bi itibar (çürük olur) sözleriyle belirtmiştir.İlimsiz şiirden kalıb-ı bi-ruh gibi tenefür kıldığını yani nefret ettiğini söylemektedir.
Fuzuli Türk edebiyatında ünü ve etkisi fazla olan ozanlardan biridir.Azeri,Çağatay ve anadolu türkçesiyle yazan bir çok ozanın Fuzuli'dan etkilendikleri görülmektedir.Azeri edebiyatı üzerindeki etkisi doğal olmakla birlikte Çağatay edebiyatında Ali Şir Nevai eğemenliği ile rekabet etmiştir.Osmanlı edebiyatında ise çağdaşları Hayali ve taşlıcalı Yayyadan başlayarak daha sonra yetişen Bağdatlı Ruhi,Baki,Naili,Nabi,Nedim,Şeyh Galip,yenişehirli Avni gibi şairler üzerinde büyük etkisi olmuştur.
Fuzuli şii olması nedeniyle Aleviler ve bektaşiler tarafından benimsenmiş olup onun deyiş ve mersiyeleri cem ibadetlerinde okunmaktadır.Alevi,bektaşiler Fuzuli'yi yedi ulu ozanlardan biri olarak kabul etmektedirler.Ayrıca şiiler Muharrem ayındaki kerbela anmalarında Fuzuli'nin yazdığı Hadikat üs-süade adlı mesnevisini okumaktadırlar.Fuzuli'nin halk edebiyatı üzerinde büyük etkisi olmuştur.Bir çok saz şairi ve ozan onun etkisinde kalmıştır.Bunarın en ünlü olanları Gevheri ve Dertlidir.
Fuzuli şiir ve düz yazı alanında önemli yapıtlar bırakmıştır.Türkçe,Farsça ve Arapça üç divan yazmıştır.Türkçe olarak sonradan basılan divanları şöyledir.Fuzuli divanı 1948 de Abdulbaki Gölpınarlı tarafından yine Fuzuli divanı 1950 de Ali Nihat Tarlan tarafından ve 1958 de Kenan Akyüz,Sait Yüksal,Müjgan Cumbur tarafından Türkçe olarak yazılıp basılan Leyla ile Mecnun adlı mesnevisidir.
1957 de Necmettin Halil Onan tarafından Esrar ile şarap arasındaki münazarayı (tartışma) anlatan ve Şah İsmail'e sunulan Bang-ü bade isimli eseri latin harfleriyle 1955 te kemal Edip Küçükoğlu tarafından hazırlanarak basılmıştır.Kerbela vakasını anlatan Hadika üs-suade (kutlu kişilerin bahçesi) saadete ermişlerin bahçesi adlı yapıtı'da Selahattin Güngör tarafından hazırlanarak basılmıştır.
Fuzuli'nin mesnevilerinden anlaşılacağı gibi Irakta doğmuş orda yaşamış Bağdat,Necef ve Kerbela kentleri dışında başka bir yere gitmemiştir.Deyişlerinden'de anlaşılacağı gibi Fuzuli'nin yaşamı diğer hak ozanları gibi yokluk içinde geçmiştir.Evlat olarak Fazlı isminde bir oğlunun olduğu söylenmektedir.Fuzulinin doğum tarihini 1480 olarak kabul edecek olursak 1556 yılında 76 yaşında hakkın rahmetine kavuşmuştur.(Ky.by.sz.a.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder