7 Nisan 2013 Pazar

TÜRKİYEDEKİ KÜRT SORUNU VE BARIŞ



Yaklaşık 35 yıldır Türkiye'de devam eden Kürt Türk çatışmasını sona erdirmek ve ülkeye barışı getirmek için  Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran AKP hükümeti İmranlı Adasında hapis yatmakta olan Kürt hareketinin lideri konumunda olan Abdullah Öcalan ile gerek devlet yetkilileri gerekse Kürt hareketinin meclisteki legal kolu olan BDP milletvekilleri tarafından yapılan bir dizi görüşme neticesinde Abdullah Öcalan Kendisine bağlı olan Kürt silahlı güçlerine bir bildiri yayınlayarak silahların susmasını ve belli bir süreç içerisinde ülke içerisindeki silahlı gurupların ülke dışına çıkmalarını istemişti.Öcalan bunları isterken devletten bazı taleplerde bulunmuştu.
Yapılan görüşmeler ve yayımlanan bildiriler neticesinde bir kaç aydır ülkede silahlı çatışmalar durmuş ve herkes umutla barışın gerçekleşmesini beklemektedir.Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin birer vatandaşıyız.Barışı ve huzuru bu ülkede yaşayan her insan istemekte ve arzulamaktadır.Bazı marjinal guruplar ve şiddetten medet umarak siyaset yapmak isteyenler hariç.Bütün bunlar yapılırken yapılan açıklamalar ve bazı düşünceler kafalarda soru işaretleri bırakmakta ve insanları tedirgin etmektedir.
Mesela ülkede eyalet sistemi'nin kurulması,Başkanlık sistemine geçilmesi,ayrıca Abdullah Öcalan'ın yaptığı öneriler arasında barış sağlandıktan sonra bir İslam birliğinin kurulması gibi öneriler ve bu önerilere benzer bazı düşünceler bir çok kesimi rahatsız etmektedir.Bir kere şunu belirtmekte yarar vardır.Türkiye'de yaşayan insanların %99 Müslümandır ancak kuruluşundan beri yüzünü Avrupa'ya dönen Türkiye'nin bu kültürden vaz geçerek çağa ayak uydurmayan demokrasiden uzak genelde teokratik yöntemlerle idare edilen islam ülkeleriyle bir birliktelik oluşturma hevesi akıl karı bir davranış değildir.Böyle bir oluşumun tecelli etmesi durumunda Türkiye cumhuriyetini yüzlerce hatta binlerce yıl geriye götürür ve afgan benzeri bir kaosun içine sürükler.
Abdullah Öcalan Suriyeden örgütünü yönetirken Marksist bir düşünceye sahipti.Öcalan hapse girdikten sonra birden bire islam havarisi kesilmiş ve dindarlık aşkı kabarmaya başlamıştır.Abdullah Öcalan'ın bu beyanı üzerin AKP Bursa Milletvekili Bülent Arınç şöyle demişti.Öcalan gençliğinde namaz kılardı.Mevcut Hükümet 'in politikası din üzerine kurulu olduğu için kişinin namaz kılması yeterlidir.Namaz kılan herkes iyi kılmayan ise kötüdür anlayış budur.Önemli olan namazdan ne anladıklarıdır.Namaz farsça bir kelimedir anlamı ise Allaha ibadet etmektir ibadetin şekli ise yoktur ister sunni vatandaşların yaptığı gibi kıyam,rükü ve secde olarak yap ister yürürken,otururken,çalışırken kendi kendine Allahı zikret ve sessiz sedasız dua et her ikiside namazdır ibadettir.Bu nedenle Alevilerin yaptıkları cem ibadeti kendi ibadetlerine benzemediği için benimsemiyorlar ve bazı bağnazlar Alevilerin yaptığı bu ibadete cümbüş diyorlar.Türkiyedeki Alevi nüfusu genelde İç anadolu,Akdeniz.Ege,Trakya ve Karadeniz bölgelerinde yaşamaktadır.Doğu Anadolu bölgesinde ise Tunceli hariç diğer illerdeki kürt sunni nufusa göre aleviler azınlıkta olup geçmişte bu iki toplum arasında sürtüşmeler ve çatışmalar yaşanmıştı.Doğudaki alevi nüfusun ağırlıklı olarak batıdaki büyük şehirlere göç ettiğini görmekteyiz.
Kürt Türk sürtüşmesi ve çatışması nedeniyle doğu'da yaşayan aleviler üzerindeki mezhepsel ve etnik baskı azalmış olsa'da Türkiye'de Barışın sağlanması ve silahların tamamen susmasıyla birlikte islamcı bir çizgiye yönlendirilecek olan kürtler geçmişte olduğu gibi doğu anadolu bölgesinde yaşayan aleviler üzerindeki baskılarını sürdürecekler.Temennimiz köklü,kalıcı ve tüm kesimleri bir arada ve bir birleriyle kaynaştıracak batı yanlısı çağdaş anlayışa sahip bir barışın Sağlanmasıdır.Ne yazzıkki iktidardaki mevcut hükümetin tutumuna bakıldığında böyle bir barışın sağlanması hayli güç görünmektedir.Bu ülkede nüfusun üçte birini oluşturan alevilere devlet hala övey evlat muamelesi yapmaktadır.   

Hiç yorum yok:

HOŞ GELDİNİZ